Sosyal medya paylaşımları yargıya taşındı

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, sığınmacılara ilişkin sosyal medya paylaşımları nedeniyle yargı önünde. Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, Özdağ'ın Suriyeliler ve diğer sığınmacı gruplarla ilgili yaptığı açıklamaların “dezenformasyon içerikli” olduğu ve bu paylaşımların yetkili makamlarca yalanlandığı belirtildi.

Özdağ’ın söz konusu açıklamaları nedeniyle 1 yıl 6 aydan 4 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep ediliyor. Ayrıca Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca “belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılması” da istendi.

Kayseri olaylarıyla ilişkilendirildi

İddianamede dikkat çeken bir diğer unsur ise, Özdağ’ın paylaşımlarının Kayseri’de yaşanan toplumsal olayların şekillenmesinde etkili olduğu iddiası. Savcılık, Özdağ’ın sosyal medyadaki söylemlerinin toplumda somut tehlike oluşturduğunu, ayrımcılık ve nefret söylemi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

İmamoğlu, Özkan ve Yanardağ “Siyasal Casusluk” Suçlamasıyla Tutuklandı
İmamoğlu, Özkan ve Yanardağ “Siyasal Casusluk” Suçlamasıyla Tutuklandı
İçeriği Görüntüle

İddianamede ayrıca, 18 Ağustos – 24 Aralık 2024 tarihleri arasında Özdağ’ın ayrımcılığı teşvik eden ve kamu düzenini tehdit eden paylaşımlarına devam ettiği, bu nedenle hakkında kamu davası açılmasının hukuki gerekçelere dayandığı ifade edildi.

Mahkeme karar için ara verdi

Davanın görüldüğü mahkemede, sanık Ümit Özdağ’ın savunması alındıktan sonra duruşmaya ara verildi. Mahkemenin nihai kararı ilerleyen günlerde açıklaması bekleniyor. Özdağ’ın avukatları ise söz konusu paylaşımların ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunarak suçlamaları reddetti.

Siyasette yankı buldu

Ümit Özdağ hakkında istenen hapis cezası ve hak mahrumiyeti talebi, siyasi arenada da tartışma konusu oldu. Kimileri kararı “ifade özgürlüğüne müdahale” olarak değerlendirirken, kimileri ise “toplumu hedef alan söylemlerin hukuk önünde karşılık bulması” gerektiğini savundu.

Sosyal medya ve siyaset ilişkisi açısından kritik bir örnek teşkil eden bu dava, Türkiye'de ifade özgürlüğü, nefret söylemi ve yargı bağımsızlığı tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.

Kaynak: Haber Merkezi