Altı Oyulan Mescid-i Aksa’nın Temelleri Tehlikede!
Altı Oyulan Mescid-i Aksa’nın Temelleri Tehlikede!
İçeriği Görüntüle

ABD Başkanı Donald Trump, danışmanlarının bildirdiğine göre, kritik bir mesele ile çalkalanıyor. Bu mesele, eğer ABD, İsrail'in savaşına doğrudan dahil olursa, İran’ın nükleer tesislerini etkili bir şekilde imha edebilecek mi? Trump, özellikle İran'a saldırma konusunda kararsız kalmasının arka planında, bu stratejinin sonuçlarının ne olacağına dair şüphelerin yatmakta olduğu belirtiliyor. ABD'li yetkililer, Trump'ın böyle bir askeri müdahalenin gerçekten gerekip gerekmediği, ABD'yi uzun süreli bir Orta Doğu çatışmasına sürükleyip sürüklemeyeceği ve son olarak İran’ın nükleer programını gerçekten yok etme amacına ulaşılabileceğinden emin olmak istediğini ifade etti.

İsrail’in Fordo Tesisi Üzerindeki Beklentileri

İsrail, ABD'nin İran’a yönelik olarak gerçekleştirmesi gereken saldırının baş hedefi olarak Fordo nükleer zenginleştirme tesisini görüyor. Uzmanların değerlendirmelerine göre, bu tesis, Tahran'ın nükleer silah geliştirme sürecinin ayrılmaz bir parçası ve dolayısıyla hedef alınması büyük bir önem taşıyor. Ancak, İsrail’in bu stratejik hedefe ulaşmak için ihtiyaç duyduğu sığınak delici bombalardan ve bu bombaları taşıyacak olan B-2 bombardıman uçaklarından yoksun olduğu biliniyor. Bu noktada ABD'nin sahip olduğu bu yetenekler, Washington'un olası bir askeri müdahalesinin etkinliğini belirleyecek anahtar unsurlar arasında yer alıyor.

Trump'ın Askeri Danışmanları ile Görüşmeleri

Trump, askeri danışmanlarına, özellikle GBU-57 gibi sığınak delici bombaların Fordo'yu imha etmeye yeterli olup olmadığını sordu. Pentagon'daki danışmanların, bu bombanın etkili olacağı konusunda Trump'a güvence verdiği aktarılıyor. Ancak, Trump’ın bu konuda tam olarak ikna olmadığı da gelen bilgiler arasında. Üst düzey bir ABD’li yetkili, böyle bir askeri müdahalenin sadece bir bombanın fırlatılması ile sonlanmayacağını, tüm olayların bir plan dahilinde ve stratejik bir anlayışla gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Bu bağlamda, nükleer silahların varlığının ortadan kaldırılması, Trump ve danışmanlarının öncelikli hedefleri arasında bulunuyor.

İsrail’in Alternatif Askeri Stratejileri

İsrailli yetkililer, Trump'ın karar vermesi beklenirken, eğer ABD tek taraflı bir saldırıya geçmezse bile önemli zarar verebilecekleri alternatif askeri stratejileri üzerinde duruyor. Başbakan Binyamin Netanyahu ve İsrail'in Washington Büyükelçisi Yechiel Leiter, uluslararası basına yaptığı açıklamalarda, hava saldırıları dışında başka seçeneklerin de mevcut olduğunu belirttiler. Bunlar arasında, riskli bir özel kuvvet operasyonu gibi müdahale yollarının da olabileceğini ifade ettiler. Geçtiğimiz Eylül ayında daha düşük ölçekli bir operasyon gerçekleştiren İsrail, Suriye'de önemli bir askeri başarı elde etti. Bu tecrübe, İran’a yönelik daha büyük çaplı bir müdahalenin hazırlığı açısından ekstra bir güven sağlıyor.

Diplomatik Çabalar ve Toplantılar

Son günlerde Trump'ın savaşa katılıp katılmamayı düşündüğü bir ortamda, ABD'nin özel temsilcisi Steve Witkoff’un İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile yürüttüğü doğrudan iletişim dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra, Avrupa Birliği dış politika şefi, Fransa, Almanya ve İngiltere dışişleri bakanları ile birlikte Arakçi ile bir görüşme gerçekleştirecek. Bu diplomatik çabalar, İran ile ilişkilerin yeniden değerlendirilmesine yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor. ABD’li yetkililerin, Trump'ın karar almak için son dakikayı tercih etmesinin, İran üzerinde baskı yaratacağına inandıkları belirtiliyor. Dolayısıyla bu süreç, uluslararası ilişkilerdeki belirsizliği artırabilir.

Trump'ın Stratejisi ve Giderleri Üzerine Son Düşünceler

Trump, yaptığı açıklamalarda, savaş seçeneği konusunda karar vermeden önce durumu değerlendirmenin önemine vurgu yaptı. Aynı zamanda, zamanın İran için daraldığını da belirtti. Bu süreç içerisinde, tüm olasılıkların masada olduğunu ifade eden Trump, olası bir askeri müdahale için hazırlanma aşamasını sürdürdüğünü gösterdi. Şu aşamada, Başkan'ın askeri müdahalenin gerekliliğine dair kesin bir görüşü olmadığı ve bu belirsizliğin, ilgili taraflar için çıkarları doğrultusunda strateji belirlemeyi zorlaştırdığı anlaşılmaktadır. Tüm bu gelişmeler, Orta Doğu'daki jeopolitik dinamiklerin geleceği açısından büyük önem taşıyor.

Kaynak: Haber Merkezi