Son dönemde Avrupa'da Filistin'in uluslararası alanda tanınması süreci hız kazandı. Ancak bu durum, Almanya ve Fransa arasında belirgin bir görüş ayrılığına yol açtı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un eylül ayında Filistin’i resmen tanıyacağını duyurmasının ardından, Almanya bu açıklamaya yanıt verdi.
ALMANYA'DAN İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM VURGUSU
Almanya Hükümet Sözcüsü Stefan Kornelius, Alman hükümetinin sadece müzakerelere dayanan iki devletli bir çözümün, hem İsrail hem de Filistin için uzun vadede kalıcı bir barış ve güvenlik sağlayacağına inandığını ifade etti. Kornelius, "Kısa sürede Filistin devletini tanımayı düşünmüyoruz" diyerek, bu konunun iki devletli çözüm sürecinin uygulanması aşamasında atılacak son adımlar arasında olduğunu vurguladı. Özellikle İsrail'in güvenliği, Alman hükümeti için büyük bir öneme sahip ve bu bağlamda Filistin devletinin tanınmasının yakın zamanda gerçekleşmeyeceği belirtildi.
KISMI DESTEK VE ATEŞKES ÇAĞRISI
Kornelius, Almanya’nın şu anki önceliklerinin acil durumlarda gecikmelerin önüne geçmek olduğunu ifade etti. "Gazze'de derhal bir ateşkes sağlanmalıdır" diyerek, sivil halkın acılarının sona erdirilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, rehinelerin serbest bırakılması ve Hamas’ın silahsızlandırılması gibi unsurların da önemine dikkat çekti. Kornelius, "İsrail'in Gazze'deki kötüleşen insani durumu hemen iyileştirmesi gerekir" diyerek, bu süreçte sivil halkın ihtiyaç duyduğu malzemelerin sağlanması gerektiğini de vurguladı.
SÜREKLİ DİALOG VE BASKI STRATEJİSİ
Alman hükümeti, ilerleme kaydedilmemesi durumunda baskıyı artırma yönünde kararlı olduklarını belirtti. Kornelius, "Geçici bir ateşkesin kalıcı bir barışa dönüşebilmesi için Gazze'ye yönelik uygulanabilir bir siyasi perspektif gerekmektedir" ifadesini kullandı. Ayrıca Batı Şeria'nın ilhakı yönünde yeni adımlar atılmaması gerektiğini de sözlerine ekleyen Kornelius, bu amaçla sürekli bir diyalog içinde olduklarını açıkladı. Bu süreçte, Almanya'nın Fransa ve İngiltere ile benzer görüşlere sahip olduğunu, bölgedeki diğer ortaklarıyla da uyum içinde çalıştıklarını belirtti.
FRANSA İLE GÖRÜŞ AYRILIKLARI
Kornelius, Filistin’in devlet olarak tanınmasının zamanlamasına dair Fransa ile aralarında önemli görüş ayrılıkları olduğunu ifade etti. Fransa'nın bu konuda attığı adım, Almanya'nın yaklaşımına göre daha cesur bir tutum sergiliyor. Alman hükümeti, sürecin yalnızca iki devletli bir çözümle ilerlemeden sağlıklı bir şekilde ilerleyebileceğine inanıyor. Bu nedenle, Filistin’in uluslararası alanda tanınmasının aceleye getirilmemesi gerektiğini savunuyorlar. Her iki ülkenin de ortak hedefleri doğrultusunda hareket etmeleri gerektiğinin altını çizen Kornelius, uluslararası işbirliğinin ve koordinasyonun önemine dikkat çekti.
