Diplomatik kanallar işletiliyor, sabırla sonuç bekleniyor
TBMM’nin 28. Dönem 4. Yasama Yılı açılış konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’nin toprak bütünlüğünü güçlü şekilde desteklediklerini belirtti. Erdoğan, “Sınırlarımızın ötesinde herhangi bir terör oluşumunu engellemek için diplomasinin tüm kanallarını kullanıyoruz” diyerek, diplomatik girişimlerin cevapsız kalması halinde Türkiye’nin pozisyonunun net olduğunu vurguladı.
Konuşmasında diplomasiye öncelik verdiklerini aktaran Erdoğan, bu süreçte Türkiye’nin hem ulusal güvenlik hem de bölgesel istikrar için gerekli adımları atacağını ifade etti. Erdoğan’ın açıklamaları, Ankara’nın Suriye politikasında kırmızı çizgilerini ve diplomasi başarısız olursa uygulanacak planları net bir şekilde ortaya koydu.
Suriye’de “dejavu”ya izin verilmeyecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de eski senaryoların tekrarlanmasına izin vermeyeceklerini vurguladı. “Suriye’de bir dejavuya izin vermeyeceğiz” ifadeleri, ülkenin bölünmesine veya yeni istikrarsızlık senaryolarına karşı kararlılığı simgeliyor. Erdoğan, Türk, Kürt ve Arap halklarının tarih boyunca birlikte mücadele ettiğini hatırlatarak, gelecekte de bu ittifakın bölgenin barış ve kalkınmasına katkı sağlayacağını dile getirdi.
Bu açıklama, Türkiye’nin diplomasi başarısız olursa sınır ötesinde gerekirse güvenlik önlemlerini devreye alabileceğini gösteriyor. Erdoğan’ın sözleri, hem askeri hem diplomatik seçeneklerin masada olduğunu net biçimde ortaya koyuyor.
İç ve dış politikanın eş zamanlı mesajları
Erdoğan, konuşmasında Gazze ve Filistin meselesine de değinerek Türkiye’nin insani yardımlar ve diplomasi yoluyla yürüttüğü çabaları hatırlattı. Konuşmada, Türkiye’nin uluslararası hukuka müdahil olma ve diplomasiyle çözüm arayışındaki kararlılığı öne çıktı. Bu yaklaşım, Ankara’nın hem iç politikada milli birlik vurgusunu güçlendirmesine hem de dış politikada bölgesel dengeleri gözetmesine hizmet ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini Türkiye’nin her sorunu çözme ve oyunları bozma kapasitesine sahip olduğunu belirterek tamamladı. Bu mesaj, hem yurtiçine hem de uluslararası aktörlere Türkiye’nin diplomasi ve güvenlik politikalarındaki kararlılığını iletmiş oldu.
