Ortadoğu’da Tartışmayı Alevlendiren Kehanet
Ortadoğu’da uzun süredir konuşulan ve bazı çevrelerde endişeye yol açan “80 Yıl Kehaneti”, 1948’de kurulan İsrail devletinin 2028’e kadar büyük bir kırılma yaşayabileceği iddiasına dayanıyor. Kehanete yönelik en dikkat çekici yorum ise Türkiye’nin bölgesel güç olarak öne çıkmasıyla ilişkilendiriliyor. Tarihçiler ve analistler, bu iddianın siyasi ve toplumsal etkilerini sorgularken, söylemlerin büyük oranda sembolik nitelik taşıdığını vurguluyor.
Askeri ve Diplomatik Güç Dengesi Yeniden Şekilleniyor
Türkiye’nin son yıllarda savunma sanayii yatırımları, İHA/SİHA kapasitesi ve yurt dışındaki askeri varlığı, uzmanlar tarafından bölgesel denklemleri değiştiren önemli bir unsur olarak değerlendiriliyor. Bu gelişmeler, bazı yorumcular tarafından İsrail ile ilgili iddiaların merkezine konulurken, Ankara’nın Filistin meselesindeki diplomatik liderliği de buna ekleniyor. Türkiye’nin yükselen profilinin, Ortadoğu’daki ittifak yapılarını etkileyebileceği ifade ediliyor.
Dini Metinler ve Kehanet Yorumları Tartışmayı Büyütüyor
Kehanet tartışmalarını destekleyen kesimler, Kur’an’da İsrailoğulları’na yönelik bazı uyarıların yer aldığını belirterek bu ayetleri güncel siyasi gelişmelerle ilişkilendiriyor. Ayrıca bazı dini yorumlarda ahir zamanda Anadolu’dan çıkacak bir ordunun adaleti sağlayacağı iddiasının yer alması, söylemleri daha da popüler hâle getiriyor. Ancak akademisyenler, bu tür metinlerin siyasi analiz yerine inanç temelli yaklaşımlar olduğunu hatırlatarak dikkatli okunması gerektiğine işaret ediyor.
Uzmanlara Göre ‘Son’ Savaşla Değil, Denge Değişimiyle Gelebilir
Uluslararası ilişkiler uzmanları, 80 yıl kehaneti etrafındaki tartışmaların çoğunun spekülatif nitelikte olduğunu belirtiyor. Buna karşın Türkiye’nin artan bölgesel etkisinin ekonomik, diplomatik ve toplumsal düzeyde önemli sonuçlar doğurabileceği ifade ediliyor. Uzmanlara göre iddia edilen “son”un savaşla değil, yumuşak güç, diplomatik baskılar ve değişen bölgesel modeller üzerinden okunması daha gerçekçi. Türkiye’nin siyasi ve toplumsal yapısıyla Ortadoğu’da alternatif bir model sunmasının İsrail’in uzun vadeli stratejilerini etkileyebileceği değerlendiriliyor.




