İklim Kanunu konut sektörünü kapsıyor

Türkiye’de ilk kez konut sektörü de kapsamlı bir şekilde iklim politikalarının parçası haline geliyor. Geçtiğimiz aylarda yürürlüğe giren yeni İklim Kanunu, enerji, sanayi ve ulaşımın yanı sıra konutları da doğrudan iklim rejiminin içine aldı. Bu düzenleme, önümüzdeki yıllarda hem konut üreticilerini hem de bireysel konut sahiplerini yakından ilgilendirecek.

Enerji verimliliği stratejik zorunluluk haline geliyor

Binalar, toplam enerji tüketiminin yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Isıtma, soğutma, aydınlatma ve su kullanımı gibi unsurlar nedeniyle yüksek karbon emisyonuna sahip olan yapı stoğu, İklim Kanunu’nda bir sorun olarak tanımlandı. Bu nedenle yalıtımsız ve verimsiz yapıların dönüşümü gündemde. Yeni yapılacak konutlarda pasif enerji tasarımı, güneş ışığından maksimum yararlanma, doğal havalandırma ve yenilenebilir enerji sistemlerinin entegrasyonu gibi uygulamalar zorunluluk haline geliyor.

Bireysel konut sahipleri için dolaylı etkiler

İklim Kanunu bireysel konut sahiplerine doğrudan ceza veya vergi yüklemese de dolaylı etkiler giderek görünür hale gelecek. Konut değerlemesi, kredi koşulları ve ruhsat süreçlerinde enerji performansı daha fazla önem kazanacak. Ocak 2025’te kabul edilen yeni uluslararası değerleme standartları da bu yönde düzenlemeler getiriyor. Düşük enerji performanslı yapılar ekonomik anlamda değer kaybetmeye başlayacak.

Kentsel dönüşüm ve finansman modelleri değişiyor

Bu çerçevede kentsel dönüşüm politikalarının da yeniden tanımlanması gerekecek. Deprem güvenliğine odaklanan klasik dönüşüm anlayışı, yerini karbon salımı düşük ve çevreye duyarlı binaların üretildiği bir modele bırakıyor. Kamu eliyle yürütülen projelerde yeşil bina kriterleri, karbon ayak izi hesaplamaları ve çevresel sertifikasyonlar zorunlu hale gelmeye hazırlanıyor.

Yeşil finansman öne çıkıyor

Enerji verimliliği yatırımları, iklim dostu malzeme kullanımı ve yenilenebilir enerji entegrasyonu gibi uygulamalar maliyetli kalemler içeriyor. Bu nedenle yeşil konut kredileri, iklim tahvilleri ve sürdürülebilir yapı yatırımlarına özel teşvik mekanizmaları gündemde. Bankacılık ve sermaye piyasalarının bu alanda daha belirleyici aktör olması bekleniyor.

İmamoğlu, Özkan ve Yanardağ “Siyasal Casusluk” Suçlamasıyla Tutuklandı
İmamoğlu, Özkan ve Yanardağ “Siyasal Casusluk” Suçlamasıyla Tutuklandı
İçeriği Görüntüle

Yaşanabilir ve dirençli kentler için fırsat

Konut sektörü artık sadece barınma değil, iklim uyumu, enerji verimliliği ve karbon azaltımı hedeflerinin bir aracı olarak yeniden tanımlanıyor. Bu dönüşüm, zorunluluktan öte daha yaşanabilir ve dirençli kentler kurmak için bir fırsat olarak görülüyor.

Kaynak: Prof. Dr. Ali HEPŞEN