Komşuluk İlişkilerinde Tarihî Kırılma: Yüzde 31,2 “Tamamen Sona Erdi” Diyor
Modern şehirlerde yükselen apartman yaşamı, kalabalık ama bir o kadar da izole bir hayatı beraberinde getirirken komşuluk ilişkilerinde büyük bir çözülme yaşanıyor.
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, Türkiye genelinde yapılan geniş çaplı bir araştırmanın çarpıcı sonuçlarını paylaştı:
Katılımcıların yüzde 63,3’ü komşuluk ilişkilerinin zayıfladığını, yüzde 31,2’si ise tamamen bittiğini düşünüyor.
Prof. Dr. Süleymanlı’ya göre kentleşme, yüksek katlı binalar ve bireysel yaşam alışkanlıkları komşuluğu giderek daha yüzeysel bir ilişkiye dönüştürüyor.
“Komşuluk, Sadece Yakın Oturmak Değil, Sosyal Bir Bağdır”
Sosyolojik açıdan komşuluğun; güven, yardımlaşma, karşılıklı sorumluluk ve duygusal destek gibi temel unsurlara dayandığını hatırlatan Süleymanlı, komşuluk kavramının coğrafi yakınlığın ötesinde psikolojik ve kültürel bağlar içerdiğine dikkat çekti.
Geleneksel Komşuluk Yerini Yüzeysel Temaslara Bıraktı
Süleymanlı, geleneksel toplumlarda komşuluğun güçlü bir sosyal ağ oluşturduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Eskiden insanlar komşularıyla sürekli temas hâlindeydi; güvenlikten psikolojik desteğe kadar pek çok alanda birbirlerine dayanırlardı."
Bugün ise yüksek bina yaşamı ve bireyselleşmenin etkisiyle bu ilişkiler büyük ölçüde zayıflamış durumda.
AVM Kültürü Esnaf Komşuluğunu da Değiştirdi
Sadece apartman komşulukları değil, esnaf ilişkileri de dönüşüyor.
Mahalle esnafının kurduğu yakın bağların yerini AVM kültürü ve hızlı tüketim ilişkileri aldı.
Prof. Dr. Süleymanlı’ya göre günümüzde esnaf komşuluğu daha “işlevsel ve yüzeysel” bir karakter taşıyor.
Şehirleşme ve Bireyselleşme Komşuluğu Derinden Değiştirdi
Şehirleşme ile fiziksel mesafenin artması, bireyselleşme ile kişisel alan algısının büyümesi, komşular arasındaki temasın azalmasına yol açtı.
Gürültü, mahremiyet beklentisi ve site yaşamı gibi modern unsurlar, ilişkileri hem mesafeli hem kırılgan hâle getiriyor.
“Artık Komşuya Sadece İhtiyaç Olunca Gidiliyor”
Süleymanlı’ya göre apartman yaşamında gündelik iletişim büyük ölçüde kopmuş durumda:
-
Komşuya sadece ihtiyaç anında başvuruluyor.
-
Sitenin ortak alanları bile ilişkileri derinleştirmeye yetmiyor.
-
Dijitalleşme, fiziksel teması azaltarak komşuluğu daha geçici ve mesafeli hâle getiriyor.
Dayanışma Geriliyor: ‘Komşu Komşunun Külüne Muhtaçtır’ Anlayışı Zayıfladı
Modern hayat, komşular arası dayanışma kültüründe belirgin bir aşınma yaratmış durumda. Yardımlaşma eskiye göre çok daha sınırlı; metropollerde bu ilişki statü ve görünürlük etrafında şekillenebiliyor.
Mahremiyet Artıyor: Çat Kapı Misafirlik Tarihe Karıştı
Günümüzde mahremiyet algısının güçlenmesi, ani ziyaretlerin neredeyse tamamen kaybolmasına neden oldu.
Eskiden doğal sayılan “çay demledik, gelin” kültürü yerini planlı, mesafeli ilişkilere bıraktı.
WhatsApp Komşu Grupları: Bir Yandan Kolaylık, Bir Yandan Gerginlik
Dijital platformlar bilgi paylaşımını kolaylaştırsa da, bazen yanlış anlaşılmalar gerginliklere yol açabiliyor.
Süleymanlı’ya göre sanal komşuluklar, geleneksel ilişkilerin sıcaklığını yansıtmakta yetersiz.
Bazı Mahallelerde Bağlar Hâlâ Güçlü
Her şeye rağmen özellikle mahalle kültürünün sürdüğü bölgelerde komşuluk ilişkileri canlılığını koruyor.
Küçük apartmanlarda yardımlaşma ve güven duygusu hâlâ güçlü.
“Komşuluk, Yalnızlıkla Mücadelede Hayati Bir Araçtır”
Prof. Dr. Süleymanlı, özellikle yalnız yaşayan yaşlılar ve çocuklu aileler için komşuluk bağlarının kritik önemde olduğunu vurguladı:
“Sosyal izolasyonun arttığı günümüzde, komşuluk yalnızlıkla baş etmek için güçlü bir dayanaktır. Basit bir selam bile ilişkiyi güçlendiren önemli bir adımdır.”




