İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Gazze’de yaşanan sivil kayıplar nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve aralarında üst düzey isimlerin bulunduğu 37 İsrailli yetkili hakkında “İnsanlığa Karşı Suçlar” ve “Soykırım” suçlarından tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı. Karar, Türkiye’nin Gazze konusunda attığı en sert adım olarak değerlendiriliyor.
Başsavcılıktan tarihi karar: 37 isim hakkında yakalama emri
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Gazze’de sivillere yönelik saldırılar nedeniyle başlattığı soruşturma kapsamında, aralarında Netanyahu, Savunma Bakanı Israel Katz, Ulusal Güvenlik Bakanı Tamara Ben Gvir, Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir ve Deniz Kuvvetleri Komutanı David Saar Salama’nın da bulunduğu 37 İsrailli yetkili hakkında tutuklamaya yönelik yakalama emri çıkardı.
Savcılığın açıklamasında, İsrail ordusunun 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de sistematik saldırılar yürüttüğü, binlerce sivilin hayatını kaybettiği ve altyapının tahrip edildiği vurgulandı. Açıklamada, 6 yaşındaki Hind Recep’in 335 kurşunla öldürülmesi ve sağlık kuruluşlarına yönelik saldırılar da delil olarak gösterildi.
“Eziyet” ve “nitelikli yağma” suçlarından da soruşturma
Başsavcılık ayrıca, Küresel Sumud Filosu’na yönelik İsrail donanmasının uluslararası sularda gerçekleştirdiği müdahale nedeniyle “Eziyet, Nitelikli Yağma, Mala Zarar Verme, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma” ve “Ulaşım Araçlarının Kaçırılması veya Alıkonulması” suçlarından da re’sen soruşturma başlattığını duyurdu.
Olay sırasında alıkonulan Türk vatandaşlarının Türkiye’ye dönüşlerinde adli ve psikolojik muayenelerinin yapıldığı, raporların Başsavcılığa ulaştırıldığı bildirildi.
“Soykırım” ve “İnsanlığa karşı suçlar” kapsamında işlem
Yürütülen soruşturmada, deliller ışığında 37 İsrailli yetkilinin Gazze’deki eylemlerden cezai sorumluluk taşıdığı tespit edildi. İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, Türk Ceza Kanunu’nun 76 ve 77. maddeleri uyarınca “Soykırım” ve “İnsanlığa Karşı Suçlar” kapsamında yakalama kararı çıkardı.
Soruşturmanın çok yönlü ve titizlikle sürdüğü açıklandı.
Bu karar, Türkiye’nin uluslararası hukuk ve evrensel yargı yetkisini kullanarak İsrail’e karşı attığı en kapsamlı adım olarak değerlendiriliyor.
