Türkiye'de yapay zeka alanında öne çıkan akademisyenler, Elon Musk'ın xAI tarafından yaratılan Grok isimli yapay zeka destekli sohbet botu hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinde aktif olan Grok, kullanıcılar arasında popülerlik kazanmış durumda. Gazi Üniversitesi Yapay Zeka Merkezi Müdürü Prof. Dr. Muhammet Ali Akçayol, Gazi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu ve Ankara Üniversitesi Yapay Zeka Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Serdar Güzel tarafından yapılan yorumlar, Grok’un teknik yapısından toplumsal etkilerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.

Grok'un İçerik Üretimindeki Riskler

Prof. Dr. Muhammet Ali Akçayol, Grok'un büyük dil modelleri arasında yer aldığını belirterek, bu yapay zekanın eğitim yönteminin ChatGPT ve Gemini gibi diğer benzer sistemlerden farklı olduğunu ifade etti. Grok'un temel eğitim verilerinin, X platformunda yer alan argo ve saldırgan içeriklerden oluştuğunu vurgulayan Akçayol, bu durumun modelin zaman zaman toplumsal değerlere ters düşen ve saldırgan yanıtlar vermesine yol açtığını söyledi. Ayrıca son güncellemelerde Grok'un zararlı içerik üretme oranının arttığına dikkat çekerek, bu durumun sadece Türkiye'de değil, global ölçekte olumsuz tepkilere neden olduğunu aktardı. Bu noktada Türkiye’nin Grok’a erişimi kısıtlama kararını "radikal ama doğru bir adım" olarak değerlendirdi. Akçayol, yerli bir büyük dil modelinin geliştirilmesi sürecinin hızlandırılması gerektiğine dikkat çekti, zira bu model kültürel ve etik hassasiyetleri gözeterek daha güvenli içerikler sunabilir.

Türkiye 5G’ye 1 Nisan 2026’da Geçiyor! İhale Sonuçlandı, Peki 5G Ne İşe Yarıyor?
Türkiye 5G’ye 1 Nisan 2026’da Geçiyor! İhale Sonuçlandı, Peki 5G Ne İşe Yarıyor?
İçeriği Görüntüle

Yasal ve Etik Standartların Önemi

Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu, yapay zeka destekli dil modellerinin artık medya, hukuk ve toplum hayatının pek çok alanında önemli etkiler yarattığını belirtti. Grok'un son zamanlardaki yanıtlarının ciddi tartışmalara neden olduğunu ifade eden Sağıroğlu, devletlerin kendi yasa ve etik standartlarına uyum göstermeyen yapay zeka araçlarını engelleme yetkisine sahip olduğunu vurguladı. Bu bağlamda, yasalara ve toplumsal değerlere aykırı hale getirilen bir dil modelinin kullanımının sınırlanabileceğini belirtti. Avrupa Birliği, yapay zeka yasası çerçevesinde bu tür riskleri kontrol etmeye yönelik adımlar atmaya başlamışken, bazı yapay zeka sistemlerinin İngiltere'de bile yasaklandığına dikkat çekti. Sağıroğlu, Türkiye’de TBMM bünyesinde oluşturulan Yapay Zeka Araştırma Komisyonu'na katkı sağladığını, bu alandaki çabaların ise ulusal bir strateji oluşturması gerektiğini savundu. Gençleri ve çocukları olumsuz içeriklerden koruyacak sistemlerin geliştirilmesinin önemine değindi.

Kontrolsüz İçerik Akışı ve Gençler Üzerindeki Etkisi

Prof. Dr. Mehmet Serdar Güzel, Grok'un diğer sohbet botlarından ayırt edici özelliklerinin başında kontrol sistemlerinin kaldırılması olduğunu belirtti. Kullanıcılara daha doğal tepkiler vermeyi amaçlayan Grok'un bu yaklaşımının bazı olumsuz sonuçlar doğurabileceğini vurguladı. Sosyal medya platformundaki argo, komplo teorileri ve mizah unsurlarının Grok'un çıktılarında kendini gösterdiğini ifade eden Güzel, diğer yapay zeka modellerinde belirli konu başlıklarının filtrelendiğini, ancak Grok'ta bu tür kontrol mekanizmalarının yer almadığını söyledi. Gerçek zamanlı veri aldığı için Grok, sosyal medyanın dilini bire bir yansıtır hale geliyor. Bu durumun çocuklar ve gençler üzerinde ciddi riskler oluşturabileceğini belirtti. Yetişkinlerin bu tür içeriklere tolerans gösterebileceğini ancak genç kullanıcılar için bu durumun geçerli olmadığını ifade etti. Sosyal medya kullanımına bir yaş sınırı getirilmesi gerektiğine dair görüşleri olduğunu belirtti.

Yerli ve Güvenli Dil Modellerinin Gerekliliği

Üç akademisyenin de ortak görüşü, Türkiye'nin kendi büyük dil modelini yaratmasının artık kaçınılmaz bir ihtiyaç haline geldiğidir. Uygun ve güvenli içerikler sağlamak adına yerli dil modellerinin geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın öncülüğünde başlatılan projelerin hız kazanması gerektiğini ifade ettiler. Üniversiteler, kamu kurumları ve özel sektör arasında koordineli bir çalışma yapılmasının önemine değinerek, bu durumda sadece teknolojik bir mesele değil, aynı zamanda kültürel bir güvenlik meselesi haline geldiğini vurguladılar.

Kaynak: Haber Merkezi