Psikiyatri Ana Bilim Dalında görevli Dr. Öğr. Üyesi Zuhal Doğan Bektaş, Labubu figürlerine duyulan ilgi ve bu ilginin arka planında yatan nedenler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Bektaş, günümüzde sosyal medya ve popüler kültür dinamiklerinin, bireylerin hem estetik tercihlerine hem de ruhsal yapısına yansıdığını ifade etti. Özellikle Labubu figürleri gibi yüksek fiyatlarla satılan koleksiyon objelerine olan yoğun ilginin, popüler kültürün etkisini ve bireylerin psikolojik ihtiyaçlarını gözler önüne serdiğini kaydetti.
Ruhsal İhtiyaçların Yansımaları
Dr. Bektaş, bu figürlere karşı gösterilen aşırı ilginin, bireylerin içsel sıkıntıları, kaygıları veya geçmişten gelen doyurulmamış ihtiyaçlarına cevap verme çabasıyla ilgili olabileceğini belirtti. Bireylerin, bu tür nesnelere yönelirken, "Ben buradayım, değerliliğim bu nesneyle ifade edilebilir" düşüncesiyle hareket ettiklerini vurguladı. Yani, Labubu figürlerinin arkasındaki anlam, çoğu zaman bireyin kendini tanımlama ve değerleme şekli üzerinden gelişiyor. Bu durum, kendilik değerinin dışsal nesnelerle düzenlenmesi olarak adlandırılabilir ve daha çok narsisistik kişilik yapılanmalarında görülen bir özelliktir. Bireyler bu figürler aracılığıyla sosyal onay ve kabul arayışında bulunmakta, kimliklerini dışsal unsurlarla pekiştirmektedirler.
Koleksiyonculuk ve Psikopatoloji Arasındaki İnce Çizgi
Dr. Bektaş, koleksiyonculuğun bazı durumlarda kontrolsüz bir hale gelebileceğini ve bunun obsesif-kompulsif davranış spektrumuna girebileceğini ifade etti. Koleksiyonculuk tek başına bir hastalık belirtisi olmasa bile, işlevselliği bozacak düzeye geldiğinde patolojik bir boyut kazanabilir. Bu tür davranışlar, içsel boşluk, kaygı veya geçmişte yeterince karşılanmamış ihtiyaçların bir yansıması olarak ortaya çıkabilir. Birey, bu figürlere sahip olma isteğiyle birlikte anlık tatmin ararken, zamanla bu davranışların sonuçları arasında sosyal işlev kaybı ve pişmanlık gibi olumsuz durumlar da gelişebilir. Bu açıdan incelendiğinde, Labubu figürleri gibi nesneler, bireyin yaşamında önemli bir zamansal dilim veya tutku haline dönüşebilir.
Nostalji ve Yeniden Çocuklaşma Mekanizması
Yetişkinlerin, Labubu figürlerine karşı duydukları ilginin kimi zaman bir tür çocuklaşma ya da nostalji duygusuyla ilişkili olduğunu belirten Dr. Bektaş, modern yaşamın getirdiği stresin ve karmaşanın bireyleri bu tür figürlere yöneltmesi üzerine yorumlarda bulundu. Bu nesnelerin, aynı zamanda bir 'dijital emzik' işlevi gördüğünü ifade eden Bektaş, bireylerin içindeki kaygılı ve tehdit altında hisseden benliklerini, çocukluk dönemlerine ait nesneleri sahiplenerek yatıştırma yoluna gidebileceğini belirtti. Özetle, birey dış dünyadaki karmaşaya karşı, bu figürleri kendini sakinleştirmek için kullanabiliyor. Ancak bu durumun uzun bir süreç içinde devam etmesi, psikopatolojik bir hale dönüşme riski taşıyabilir.
Alışveriş Bağımlılığına Yol Açabilecek Etkenler
Labubu figürlerinin satış ve pazarlama stratejilerini de inceleyen Dr. Bektaş, bu figürlerin 'sürpriz' içeren ve sınırlı sayıda üretim gibi özel özellikler taşıdığını belirtti. Tüketicilerin ne zaman ne elde edeceklerini bilmeleri, bu ailelerin onları daha fazla çekici hale getirmektedir. Bektaş, değişken oranlı pekiştirme yönteminin alışveriş bağımlılığını tetikleyebileceğine dikkat çekti. Dolayısıyla bu tür nesnelerin çekiciliği, dopamin sisteminin uyarılmasıyla bireylerin tekrar tekrar satın alma davranışlarını tetikleyebilir. Sonuç olarak, alışveriş bağımlılığı gibi oldukça ciddi bir durumun bu süreçler sonucu ortaya çıkması mümkün olmaktadır.
Sosyal Medyanın Rolü ve Etkisi
Dr. Bektaş, influencer'lar aracılığıyla yayılan akımların sosyal karşılaştırma mekanizmalarını tetiklediğine de değindi. Özellikle sosyal medya kullanıcıları, idealize edilmiş hayatlar sunan influencer'ların paylaşımlarıyla kendilerini kıyaslama eğiliminde olduklarından, bu karşılaştırmalar bireylerde 'yetersizim' duygusunu pekiştirebilir. Bu durum kafaları karıştırarak bazı bireylerin kendilerini diğerlerine benzetme ve onlarla aynı düzeye ulaşma arzularını artırıyor. Bu süreçte Labubu figürleri gibi nesnelere sahip olmak, bu tutkuyu besleyebilen bir araca dönüşebilir. Ancak bu durum, bireylerin duygusal sağlığını olumsuz yönde etkileyen sonuçlar doğurabilir.
Çocuklar Üzerindeki Etkileri
Dr. Bektaş ayrıca, Labubu figürleri gibi hem sevimli hem de grotesk karakterlerin çocuklar üzerindeki etkisine vurgu yaparak, bu tür figürlerin kafa karıştırıcı olabileceğini belirtti. Gelişimsel olarak savunmasız olan çocuklar, bu figürlerin sevimli ama korkutucu görünümleri nedeniyle kaygı ve duygusal karmaşa yaşayabilirler. Çocukların duygusal gelişimi sırasında, 'iyi' ve 'kötü' imajlarının net bir şekilde ayrılması gerekmektedir. Ancak sosyal medyada bu figürlerin sürekli olarak idealize edilmesi, çocuklar ve gençler üzerinde maddi başarı ve değerler konusunda baskı oluşturarak daha diepe sosyoekonomik sorunlar doğurabilir.
Psikolojik Destek Gereksinimi
Dr. Bektaş, Labubu figürlerinin ve benzeri objelere karşı duyulan aşırı ilginin, her zaman bir psikiyatrik hastalık belirtisi olmadığını ancak bireyin bu figürlere olan bağlılığının işlevselliğini etkileyip etkilemediğini değerlendirmek adına dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Sosyal ilişkiler ile işlevselliği zarar gören bireyler, mutlaka profesyonel destek almalıdır. Özellikle bağımlılık belirtileri gösteren bireyler için psikiyatri ve psikoterapi süreçleri çok yönlü bir yaklaşım sunabilir.
Dijital Detoks ve Alternatif Hazzın Önemi
Son olarak, sosyal medyanın olumsuz etkilerinden korunmak adına alınabilecek önlemler üzerinde duran Dr. Bektaş, sosyal medya kullanımının sınırlandırılması ve dijital detoks süreçlerinin desteklenmesi gerektiğine işaret etti. Bunun yanında sanat, spor, doğa ve sosyal ilişkiler gibi alternatif haz kaynaklarını keşfetmenin bireylerin psikolojik açıdan sağlıklı bir yaşam sürmelerine katkıda bulunabileceğini belirtti. Bektaş, Labubu figürleri gibi popüler kültür nesnelerinin yalnızca bir trend değil, bireyin içsel dünyasındaki derin psikolojik süreçlerin bir yansıması olabileceğini ifade etti.