Sağlık uzmanları, sıcak hava koşullarında araçlarda unutulan plastik su şişelerinin potansiyel sağlık tehlikeleri hakkında halkı bilgilendiriyor. Bu konuda yapılan incelemeler, şişelenmiş suyun içeriğinde yer alan mikroplastik ve zararlı kimyasalların sağlığa olumsuz etkileri bulunduğunu ortaya koyuyor. Uzmanlar, bu maddelerin, ciddi hastalıklara yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Plastik Şişeler ve Kimyasal Tehlikeler
Çin’in Nanjing Üniversitesi tarafından yürütülen bir araştırmada, polietilen tereftalat (PET) malzemesinden yapıldığı bilinen plastik şişelerin, yüksek sıcaklık koşullarında dört hafta süreyle maruz kaldığı gözlemlendi. Araştırmacılar, bu süreçte şişelerin içindeki suya antimon ve bisfenol A (BPA) sızma meydana geldiğini tespit etti. Antimon, kısa sürede baş ağrısı, mide bulantısı ve uyku sorunları gibi etkiler gösterebilirken, uzun vadede akciğer iltihabı ve mide ülseri gibi sağlık sorunlarına neden olabileceği biliniyor. BPA’nın ise kanser, doğurganlık problemleri ve kalp hastalıkları riskini artırdığı kaydedildi. Dolayısıyla, sıcak hava koşullarında plastik şişelerden su içmenin sonuçları ciddi sağlık sorunları yaratabilir.
Yüksek Sıcaklıkların Etkisi
CDC verilerine göre, sıcak bir günde sadece 20 dakika içinde bir aracın içindeki sıcaklık 40 dereceye ulaşabiliyor. Elde edilen verilere göre, bu süre bir saat olduğunda 59 dereceye kadar çıkabiliyor. Bu sıcaklıklar, plastik şişelerdeki kimyasal sızıntı süreçlerini hızlandırarak, içindeki suyun kalitesini tehlikeye atıyor. Uzmanlar, bu tür koşulların sağlık açısından son derece riskli olduğunu belirtmekte ve tüketicileri dikkatli olmaya çağırmakta. Araştırmalara göre yüksek sıcaklığa maruz kalan PET şişelerden suya geçen mikro ve nanoplastik parçacıkların varlığı, bu riskleri daha da artırıyor.
Mikroplastik Tehditleri
Columbia Üniversitesi’nde yürütülen araştırmalara göre, bir litrelik plastik şişedeki suyun içerdiği mikroplastik oranı ortalama 240 bin parçacık olarak belirlenmiştir. Bu parçacıkların boyutlarının, doğrudan vücut hücrelerine girebilecek kadar küçük olduğuna dikkat çekiliyor. Son bulgular, bu nanoplastiklerin, DNA hasarına yol açabileceği ve kanser gelişimini tetikleyebileceğini göstermektedir. Bunun yanı sıra, İran'da gerçekleştirilen bir başka araştırmada, kolorektal kanser hastalarının dokularında mikroplastik izlerine rastlandığı bildirilmektedir. Bu durum, plastiklerin insan sağlığı üzerindeki sonuçlarını bir kez daha sorgulatmaktadır.
Acil Önlem Çağrısı
Londra merkezli Deep Science Ventures araştırma ekibi, kimyasallara maruz kalmanın doğurganlık, bağışıklık sistemi ve çocuk gelişimi üzerinde yıkıcı etkiler yaratabileceği konusunda uyarılarda bulundu. Uzmanlar, bu konuda politikacıların acil adım atmasının gerektiğine vurgu yaparak, "Harekete geçilmemesi, insan sağlığı ve ekosistem açısından geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabilir" şeklinde kritik bir uyarıda bulundular. Bu bağlamda, hem bireylerin hem de yetkililerin, plastik kullanımını sınırlandırarak ve alternatif çözümler üreterek sağlığa yönelik tehditleri minimize etmesi önem arz ediyor.