DÜNYA

Gazze'deki Siyonist Saldırılar: 62 Bin 622 Hayat Kayıp!

İsrail'in Gazze Şeridi'ne gerçekleştirdiği saldırılar sonucunda can kaybı sayısının 62 bin 622'ye ulaştığı belirtildi. Bu durum, bölgedeki insani krizin derinleştiğini ve çatışmaların acımasız boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor. Uluslararası toplum, yaşanan olaylar karşısında artan endişelerini dile getiriyor.

Abone Ol

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden askeri operasyonları sonucunda sivil kayıplar artış göstermeye devam ediyor. Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan son açıklamada, son 24 saat içinde 61 sivilin hayatını kaybettiği ifade edildi. Bu durumla birlikte 7 Ekim'den bu yana yaşamını yitirenlerin toplam sayısı 62 bin 622'ye ulaştı.

Yaralı Sayısında Dramatik Artış

İsrail'in gerçekleştirilen saldırılarında yaralananların sayısı da oldukça yüksek. Öne çıkan verilere göre, 157 bin 673 kişi bu süreçte çeşitli yaralanmalarla hastanelere kaldırıldı. Her ne kadar İsrail ordusu ve hükümeti, bu saldırıları Hamas'a yönelik olduğu iddiasıyla meşrulaştırmaya çalışsa da, bağımsız gözlemciler, saldırıların sivil hedefleri doğrudan etkilediğini ortaya koyuyor. Birçok insan hakları kuruluşu, bu tür eylemlerin uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurguluyor.

Eski Saldırılara Dönüş ve İşgal Süreci

İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinde Gazze'ye yönelik kapsamlı bir bombardıman başlatarak, sivil hedefleri de içeren geniş bir saldırı dalgası başlattı. Bu süreç, 27 Ekim itibarıyla karada işgal harekâtına dönüşerek daha da tırmandı. Uzmanlar, bu süreçte sivil yaşamın ciddi şekilde zedelendiğini ve bölgede altyapının da büyük zarar gördüğünü aktarıyor. İnsan hakları örgütleri, saldırılarda sivil kayıpların artış göstermesinin sorumluluğunu uluslararası kamuoyuna ileterek, bu durumu bir savaş suçu olarak kınıyor.

Gazze Şeridi'ndeki insani kriz, artan sivil kayıplar ve yaralı sayısı ile daha da derinleşiyor. Halk, her geçen gün zorlaşan yaşam koşulları ile baş etmeye çalışırken, uluslararası toplumdan gelecek yardımlar ve tepkiler bekleniyor. Bu durum, sadece bölge insanını değil, dünya genelini etkileyen bir sorun olarak gündemdeki yerini korumaya devam edecek.