Kanadalı Şirkete Ruhsat Verildi: Doğa ve Halk Tehdit Altında
Samsun’un Alaçam ilçesinde yer alan, ekosistemi ve tarihi yapısıyla öne çıkan Dürtmen Dağı için Kanadalı Centerra Gold şirketine altın arama ruhsatı verildi. Sadece altın değil; bakır, çinko, gümüş ve kurşun aramak için de bölgede çalışmalar yürütülecek.
Ruhsat kararının ardından, doğayı korumak isteyen yurttaşlar ve çevre örgütleri duruma tepki gösterdi. Türkiye Komünist Partisi (TKP) Samsun İl Örgütü de açıklama yayımlayarak durumu “işgalci saldırı” olarak niteledi.
Ekolojik Felaketin Eşiğinde: Sular Kuruyacak, Bitki Türleri Yok Olacak
Yapılan açıklamalara göre maden arama çalışmaları birçok yıkıcı sonucu beraberinde getirecek:
Dürtmen Dağı’ndan doğup Alaçam Deresi’ne karışan küçük dereler kuruyacak.
Tarım ve hayvancılıkta kullanılan su kaynakları olumsuz etkilenecek.
Yaban hayatı büyük zarar görecek, yerli bitki türleri kaybolacak.
Hayvancılıkla uğraşan köylülerin kullandığı meralar yok olacak.
Sondaj ve kazı çalışmaları solunum yollarını etkileyen yoğun toz oluşturacak.
Heyelan riski artacak, köy yolları zarar görecek.
Maden atıklarından sızabilecek zehirli metaller (arsenik, siyanür, kurşun vb.) suya karışabilecek.
Bölgedeki sis ve yağış rejimi değişecek, kuraklaşma kıyıya kadar yaklaşacak.
“Bu Topraklar Savaşla Korundu, Şimdi Madencilere Teslim Edilemez”
TKP Samsun İl Örgütü tarafından yapılan açıklamada, Dürtmen Dağı’nda yapılacak madencilik faaliyeti “vatan toprağının emperyalist şirketlere satışı” olarak tanımlandı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Dedelerimizin cephelerde savaşarak koruduğu bu toprakların madencilik kisvesiyle yağmalanmasına müsaade etmeyeceğiz. TKP, Alaçam halkıyla birlikte, bu işgalci saldırıya karşı çıkan tüm kurum ve topluluklarla dayanışma içinde olacaktır.”
Yerel Direniş Başlıyor: TKP ve Alaçam Halkı Sahada
TKP’nin açıklamasında sadece yabancı şirketler değil, bu sürece izin veren yerli yöneticiler de eleştirildi:
“Ülke topraklarını, emperyalist şirketleri zengin etmek için satanların karşısına dikileceğiz.”
Alaçam halkının öncülüğünde, bölgeyi ve yaşam alanlarını koruma kararlılığı artarken, önümüzdeki günlerde çevre hareketlerinin daha güçlü eylemlere hazırlanacağı öngörülüyor.